Başlıklar
KOAGÜLANT AMBALAJ 25 Kg
Ürün Belgeleri |
|
KOAGÜLANT ANALİZ SERTİFİKASI |
Koagülantların Kullanım Amacı Nedir?
Gelişen Teknoloji ve değişen Dünya düzeni ile birlikte, Ülkeler ve yerel yönetimler daha yaşanılabilir ve sürdürülebilir Dünya oluşturmak amacıyla bazı mevzuatlar ortaya koymaktadır. Buradaki amaç her hangi bir tesiste kullanılan Kimyasal maddelerden kaynaklı ortaya çıkan Kimyasal içerikli atıkların, doğaya kontrollü bir şekilde salınarak, doğaya zarar vermesini engellemektir. Bu sağlamak için Koagülant kullanmak gerekmektedir.
Koagülant Nedir?
Koagülant, kısaca pıhtılaştırıcı veya topaklayıcı olarak nitelendirilen kimyasal maddelerin genel adıdır.
Koagülant, bir kolloidal solüsyonunda süspansiyon halinde olan katı asıltı maddeleri (sıvı faz içerisinde çözünmeden kalarak oluşturduğu heterojen karışım) destabilize etmek için kullanılmaktadır.
Koagülantlar sayesinde, katı asılı maddeler bir araya gelerek topaklanma yapacaktır. Atık işlemlerindeki ana sıvı sudur. Atık su içerisinde bulunan Kolloidal ve Süspansiyon halindeki partiküller stabil halde negatif yüklü olarak bulunurlar. Bu partiküllerin kendi başlarına hareket etme veya bir yerden başka bir yere yerleşme gibi bir çabaları yoktur.
Başlıca bildiğimiz bazı Koagülantlar vardır. Bu koagülantlar, FeCl3 (Demir III Klorür), PAC (Polialüminyum Klorür) ve bazı düşük molekül ağırlıklı polimerlerdir. Bunların genel adı koagülantlardır. Bu kimyasal maddeler genel olarak pıhtılaştırma işlevi sağlarlar yani topaklayıcı özellikleri vardır.
Atık Su Arıtma Sistemlerınde Koagülant Seçimi Nasıl Yapılır?
Koagülantların, kolloidal çözeltiye eklenmesi ile asılı partiküllerin arasındaki mesafe azalacaktır. Ve pıhtılaşma oluşacaktır. Buradaki asıl amaçta budur. Çözelti içerisinde bulunan asılı haldeki partikülleri bir araya toplayarak ayrıştırma yöntemi için yeterli boyutlara ulaşmasını sağlayarak ayrışmayı gerçekleştirmektir.
Burada ki en önemli işlemlerden bir tanesi Koagülant seçimidir. Koagülantlar, her heterojen karışıma farklı etki yapmaktadır. Bunun için koagülant seçimi yapılmadan önce, atık suyun numunesi alınır ve laboratuvar ortamında analizleri yapılır.
Suyun içerisinde bulunan kolloidal partiküllere ve suyun karakteristik özelliklerine göre mikro ölçekte Koagülant uygulaması yapılır. Ve atık su sistemine uygun orantı yapılarak buradaki suyun tedavi yöntemi için doğru koagülant seçimi yapılmış olur.
Koagülantlar karıştırma yardımı ile etkilerini daha iyi göstereceklerdir. Koagülantların eklenmesi sonrasında yapılan karıştırma işlemi sayesinde, asılı halde bulunan partiküllerin stabilitesi daha hızlı bozunacaktır. Bu sayede asılı partiküller, bir araya toplanacaktır. Koagülantların etki mekanizması heterojen karışımın karıştırılma hızına da bağlıdır.
Başlıca Koagülant Türleri Nelerdir?
- Demir III Klorür
- PAC (Polialüminyum Klorür)
- Düşük Molekül ağırlıklı polimerler
- Poliamidler
- Polianninler
- Demir Klorür Sülfat
Polialüminyum Klorür (PAC)’ın Koagülasyon Üzerine Etkisi
Suyun rehabilite edilmesi için araç olarak kullanılan Polialüminyum Klorür bazlı pıhtılaştırıcılar, düşük alkalilik özelliğine sahip su içerisinde bulunan fosfor miktarına bağlı olarak farklı etki gösterirler.
Koagülasyon işlemi yapılırken, optimum düzeyde fosfor giderimi sağlayabilmek için pıhtılaştırıcı kimyasalın dozajı, ortamın pH değeri ve ortamda bulunan organik madde miktarıdır.
En düşük fosfor giderimi hümik bileşiklerin yoğun olduğu su ortamında gerçekleşmektedir. Bu tarz su formlarında koagülasyon işlemi yapılırken, suyun alkalinitesi arttıkça su içerisindeki alüminyum miktarı azalırken pıhtılaştırıcının fosforu adsorbe etme kabiliyeti artacaktır.
Koagülasyon reaksiyonuna göre fosfat su içerisinde zor çözünen alüminyum fosfata bağlanır. Ve sonucunda çökelme işlemi gerçekleşir. Pozitif yüklü alüminyum hidroksit polimerleri fosfat iyonlarını bağlarlar. Bu koagülasyon işlemi sonucunda regülasyon ve flokülasyon yoluyla çözünmeyen fosfor içeren süspanse edilmiş organik ve mineral madde oluşur.
Pıhtılaştırıcı miktarındaki dozajın artırılması belirli bir dozajdan sonda pıhtılaşmaya etki etmemektedir.
Taş ve Mermer Ocaklarında Atık Suların Arıtılmasında Koagülant
Taş ocaklarında ve mermer ocaklarında devasa büyüklükteki kütleler büyük metal testerelerle kesilmektedir. Bu sayede küçük parçalara veya istenilen parçalara bölünerek taş ve mermer endüstrisinde kullanılmak üzere pazara sürülmektedir.
Taş ve mermer ocaklarında bulunan kesme makineleri çalışma sistemleri ve kestikleri materyallerden kaynaklı yüksek ısıya maruz kalmaktadır. Aynı zamanda burada yapılan kesme işlemeleri sırasında taşın kaliteli ve pürüzsüz bir şekilde kesilerek blok halinde ortaya çıkarılması için soğutma suyu kullanılması gerekmektedir.
Taş’ın kesilmesi sırasında su kullanılmasının başlıca nedenleri; Sürtünmeden kaynaklanan kontaminasyon sebebiyle oluşan ısının önlenmesi, kesme işlemi ve aşınma sırasında meydana gelen tozun önlenmesi ve fiziksel görünüme bağlı olarak kullanım tercihi oluşmaktadır.
Taş ve mermer ocaklarında su kullanımı Dünya çapında her yıl yaklaşık 0.5 milyon tondur. Bu miktar çok yüksek bir kapasite demektir. Bundan dolayı yüksek maliyetlerin önüne geçebilmek için taş ve mermer ocaklarında atık suyun arıtılması gerekmektedir.
Taş ve Mermer ocaklarındaki atık suyun arıtılması sırasında taş kesme işleminde kullanılan atık bekleme havuzlarına alınır. Bekleme havuzlarında yerçekimi kuvveti ile atık su içerisindeki asılı parçacıkların çökmesi sağlanır. Yerçekimi kuvveti ile asılı partiküllerin çökme süresi birçok soruna neden olmaktadır.
Atık su arıtma sisteminde polialüminyum klorür, Ferrik Klorür ve kireç gibi bazı pıhtılaştırıcı maddeler, su içerisindeki toplam askıda katı maddeler, suyun berraklığı ve toplam katı madde içeriğinin tespit edilebilmesi için jar test çalışması yapılması gerekmektedir.
Atık suyun bulanıklığının giderilmesi için 100 ppm düzeyindeki kireç kullanımının optimum berraklığı sağladığı tespit edilmiştir. Toplam katı madde içeriğinin uzaklaştırılması için 100 ppm Polialüminyum klorür en iyi sonucu vermiştir.
Bu sayede pıhtılaştırıcıların kullanımı sayesinde kullanılan suyun kalitesinin artmasına ve kullanım alanına daha kısa sürede dönmesine faydalı olmuştur.
Koagülantların Kullanım Alanları Nerelerdir?
- Genellikle Koagülasyon ve Flokülasyon işlemleri birlikte uygulanır. Koagülantların kullanım alanları yani kullanılan seltörler; Tekstil Sektörü, Gıda Sektörü, kesimhaneler ve metallerin yüzey işlemlerinin yapıldığı çalışma alanlarında Koagülantlar yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.
Koagülant Fiyatlarına Etki Eden Faktörler Nelerdir?
Koagülant fiyatı genellikle kullanılan koagülant türüne göre değişmektedir. Yada tedavi uygulanacak su yapısına göre koagülant seçimi değiştiği için koagülant fiyatı da ona göre değişmektedir.
Örneğin Koagülant olarak Demir III Klorür (FeCl3) kullanılırsa, Polialüminyum Klorür(PAC) nazaran Koagülant fiyatları daha düşük olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur; Koagülant seçiminin doğru yapılmasıdır. Şayet doğru yapılmazsa, koagülant için ödenen para daha da artacaktır.
Koagülant fiyatlarını etkileyen en önemli faktörler bu alanda üretim yapan yerli firmaların sayısının artmasıdır. Koagülant üretimi yapan firma sayısı artarsa koagülant fiyatı ters orantılı olarak azalacaktır. Tabi gelişen sanayi ve koagülantların kullanım alanının artması koagülant fiyatı’nı doğrudan artırmaktadır.
Özellikle Türkiye’nin sanayi alanından gelişmiş bölgelerinde koagülant fiyatları son yıllarda büyük artış göstermiştir.
Koagülant Satışı
Kimyasal maddeler uluslararası standartlarda belirlenmiş ambalajlar ile paketlenir. Bunlar en düşük ambalaj ile başlayarak en büyük ambalaja veya tankerli olacak dökme yöntemi ile satışı yapılmaktadır. Bunlar 1 gramlık ambalaj da olabilir, 1 tonluk big bağ ambalaj da olabilir, en düşük bidon ambalajı da olabilir, tankerli olacak şekilde ambalajsız satış da yapılmaktadır.